Güç Kalitesine Bakış
Geçmişten günümüze enerji alanında yapılan tüm yenilikler enerji kalitesini ön planda tutmakta ve teknolojinin faydalarını gözler önüne sermektedir. Birçok Hollywood filmine konu olan enerji alanındaki erozyon veya yok olma korkusu günümüzde yenilenebilir enerjinin önemini arttırmış ve genç kuşaklara yeni bir iş sahası meydana getirmiştir. Ülkemizde de bu alanda büyük yatırımlar yapılmaya –geç de olsa- başlanmıştır. Bu alanda yapılan projelerde ve yeni kurulan her işletme de öncelik olarak “Güç Kalitesi” ele alınmaktadır. Güç kalitesi denildiğinde ilk akla gelen ve istenmeyen güç olarak adlandırılan Reaktif Güç ve bunu ortadan kaldırarak daha kaliteli enerji elde edebileceğimiz güç kompanzasyonu hakkında kısaca bilgi vermek doğru olacaktır.
Endüstride kullanılan transformatör ve motorlar gibi endüktif yükler şebekeden aktif gücün yanı sıra reaktif güc de çekerler. Kullanılmayan bu güç trafolarda, enerji iletim hatlarında ve hatta enerji dağıtım panolarındaki şalterler üzerine fazladan yük binmesine ne olur. İç tesis yönetmeliğine göre 50 kVA’nın altında olan bir tesiste endüktif reaktif tüketim, aktif tüketimin %33’ünü geçmemelidir. Bu durumun oluşması halinde reaktif kullanım bedeli (cezası) tarifeye göre alınmaya başlanır. Bu oranlar bağlantı gücü 50 kVA’nın üzerinde olan tesislerde endüktif reaktif güç tüketimi için %20, kapasitif reaktif güç tüketimi için %15 dir.
Bir tesisin güç kalite ölçümü ve raporlamasını doğru yapmak ve yorumlamak gerekir. Uluslar arası normlara uygun olarak bir tesisin ihtiyacına uygun olarak belirlenen doğru noktalarından alınacak parametrelerle yapılacak doğru analiz ve yorumlar sonucunda, tesis için ve hatta bağlı olduğu şebeke için gerçek problemler ortaya çıkarılır, raporlandırılır ve çözüm önerileri getirilir. Yapılan raporlama sonrasında güç kalitesine yönelik bir modelleme gerçekleştirilebilir. Bunun için ileri mühendislik yorumları ve analizleri öne çıkmaktadır.
Hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan elektrik enerjisi, bir ürün olarak düşünüldüğünde, son kullanıcı için kalite ve performans bakımından tatmin edici, kesintisiz ve problemsiz bir hizmet olmak zorundadır. Teknik açıdan Güç Kalitesi denildiğinde işler biraz daha karmaşıklaşmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse; Frekans ve genlik olarak sabit, gerçek sinüsoidal bir uygulama gerilimi sanırım anlamını en iyi şekilde özetleyebilir. Bir tesisin güç kalitesi problemleri varsa, bunun doğuracağı finansal kayıplar olacağı gibi, çevreye de olumsuz etkileri olacaktır.
ESN Enerji olarak, endüstriyel ve ticari tesislerdeki güç kalitesi problemlerine çözümler oluşturmaktayız. Konusunda uzman mühendislerimiz ve dünya çapında kabul görmüş tedarikçilerimiz ile ESN Enerji, güç kalitesi alanında ürün, sistem ve çözüm üretmeye çalışmaktadır.
Güç kalitesini artırmak şebekenin son kullanıcı tarafında yani Alçak Gerilim tarafında olabileceği gibi Orta Gerilimde güç kalitesi düzenleme ekipmanlarının kullanımıyla da sağlanabilmektedir. OG tarafında gerçekleştirilebilecek bir kompanzasyon sistemiyle aşağıdaki avantajlar sağlanabilmektedir;
- Harmonik Filtreleme
- Reaktif Güç Kompanzasyonu
- Flicker azaltımı
- Enerji Tasarrufu
- Isıl kayıplarda azalma
- Gerilim stabilizasyonu ve kararlılık
- Verimlilik artışı
- Amortisman süresinde kısalma
Genel anlamda ülkemizdeki güç kalitesini yorumlamamız gerekirse; Güç Kalitesi bileşenlerinin nasıl ölçüleceği IEC 61000-4-30 standardında tanımlanmış olup, gece/gündüz, puant, hafta içi ve hafta sonunu kapsaması amacıyla en az bir haftalık ölçüm yapmayı gerektirmektedir. Her ne kadar Teiaş norma uygun bir izleme yönetmeliği yayımlamış olsa da ülkemizde henüz bu konuda sistematik ve yaygın bir çalışma yapılmadığından ötürü yöresel ve bölgesel bazda gerçekleşen kesintilerin elektrik üretimi-tedariği ve arzı arasındaki sürdürülebilir ilişkideki boşluktan ötürü büyük ve kitlesel ekonomik kayıplara neden olduğu aşikardır. Bilinçlendirme çalışmaları üniversitelerden başlamalı ve bu konuda uzman mühendislik kadroları ile istihdam oluşturulmalıdır.